http://www.bilimselyuzme.com/
Bilgilendirme Foruma giriş veya şifre ile ilgili sorun yaşayanlar [email protected] adresine sorunu anlatarak mail atabilirsiniz.

Can Yücel

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Bi Sen Eksiktin Ayışığı

Bileklerimizi morartmis yeni Alman kelepceleri,
Otobusun kaloriferleri bozuldu Kaman'dan sonra
Sekiz saat oluyor karbonatli bir cay bile icemedik,
Basimizda perensip sahibi bir bascavus.
Nigde uzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz...

Bi sen eksiktin ayisigi
Gumus bir tuy dikmek icin manzaraya!
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Bir Cin Şiiri

Davaci zengin, davali yoksulsa
Zenginden yana isler yasa

Davaci yoksul, davali zenginse
Davalida kalir yine nizali arsa

Davaci da davali da zenginse davada
Ozur diler cekilir aradan kadi.

Davaci da davali da yoksulsa, bak,
Sade o zaman iste yerini bulur hak.
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113

Dün gece seyrimde gördüm cerenim.
Kızlar ne kadar çok seviyorlarmış ki seni
Mosmor olmuş gülyazısı bedenin

Mosmor olmuş gülyazısı bedenin
Düşmüş sanki erguvanlar içinde
En genç burcu yıldızdan bir kalenin

En genç burcu yıldızdan bir kalenin
Uçmuş sanki uçsuz bir uçuruma
Gökyüzünün çakır gözlerinden

Gökyüzünün çakır gözlerinden
Düşmüş bir damla, bir deniz feneri
Işınlarıyla şile bezlerinin
Güdüyor çobansız kalmış tekneleri

 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Ay Işığı Sonatı

Alnımda bir ağustos böceği
Yapraktan bedenim
Ağaçtan bademim
Bu zincirinden boşanmış poyrazda
Uçuyoruz dolunaya doğru
Yel yepelek yelken kürek
Uçuyoruz ağaçlar evler duvarlar
Uçuyoruz peribacaları
Allaha emanet kula selamet
Toprak da ayaklandı
Bahçeler tarlalar
Çiçekleri sarı yeşilleriyle
Ardımızdan Kızlan' daki yel değirmenleri
Alavra ' da doludizgin yaban eşekleri
Burunlar koylar bükler
Dağlarda ki devanaları
Balıkaşıran' da kopuyoruz anakaradan
Uçuyoruz mehtapta
Acemaşıran faslı okumaya dolunayda.
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Bayramlık

Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı
Bu barış var ya, bu barış
Cephedekiler için o kadar barış
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Herze

bir yılan düştü vapurda yanıma
sarıldım denize
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Yaşasın Cumhuriyet

gölköy adında bir yer varmış gelibolu'da
televizyonda gösterdiler geçen gün.
gelenek edinmiş köy halkı,
'ben kendimi bildim bileli bu böyledir'
diyor muhtar:
29 ekim’de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını...
derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
kirvesi tutmuş kolundan
yatırdılar bir kamp yatağına,
ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi
elinde bıçağıyla,
çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
'yaşasın cumhuriyet' diye
bunun üzerine de ekran karardı

korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumumuzun
sade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin de
düştüğü bir tarihsel yanılgı
çünkü sünnet değil, farzdır cumhuriyet
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Baharla Ölüm Konuşmaları


I
Memelerim koparıyor
Yüzyıl süren bir yalnızlık
dile gelmişçesine
Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi!
Ve ağrıya
ağrıya tabi,
ağraya
ağraya ağbi...
Nakkaş Tepe de ancak
bezmimize böyle gelmiştir
Gelincikleri ve Nazım Hikmet’leriyle
Yerbilimsel bir hapisten sonra

II
İçimdeki karanlığı patlatacağım
Zifiri bir su akacak
kamışımdan toprağa
Bir kedi yavrulayacak
köpek dişli bir kedi
Ve böğürtlenler köpürecek ağzından
Yedikçe
kendi
kendini
mayhoş
Ya da Posta Nazırı dedemden kalma
Mors’un en morundan bir karga
Konacak karşıki direğin doruğuna
Düşmanlarım öyle doldurmuşlar ki onu
Ne kadar taşlasan boş
oynamıyor yerinden
Ben kargadan korkmam ama
bunun gözleri baykuş
Ve tüyleri güngörmedik deniz dipleri kadar ıslak
Ve ötüyor
ötüyor
ötecek
Beni ışığa bağlayan
(Bağlayın beni ışığa!
Gerin telleri gerin!)
beni ışığa bağlayan
o gelin telleri
o gelin telleri
kopuncaya dek...
Akpembe bahar yelkenleriyle
Güneşin rüzgarına gerilmiş
bir badem ağacı gibi...
İçimdeki karanlığı patlatacağım
Ve beynimin en ölümcül yaşlarıyla
ağlaya
ağlaya
Yepyeni bir insan
pırıl pırıl bir can
bitecek toprağa...

III
İki çöpçü geliyordu karşıdan.
Biri
(Aynen Selahattin-i Eyyubi Haçlılar
Seferinden, sanırsın, pos bıyıklarıyla
Tarihin, süpürmeye gelmiş Prens Adalarını)
Öbürüne
(Marmara’yı bizim Yaşar Küklopsunun o
Anavavza gözüyle dünyanın en güzel
atlarının neredeyse ineceği e biraz
genişçe bir çakır su gibi görüyordu,
eminim)
Eyitti kim:
Halk Partisi’nin solunda bir parti olsa
Hiç dinlemez oyumu ona veririm

IV
Sevda Tepesinde geçen gün
Karşıki masanın altında
İki tane tavuk gördüm
Toprakla yıkanıyorlardı
Eşeledikleri çukurda
İnsanlar için de belki ölüm
Toprakla bi tür
Yıkanmaktır diye düşündüm

V
Üşüyor mu deniz
üstüne boşandıkça yağmur?
Ondan mı dersin
tüyleri böyle ürperiyor?
Ben de gidersem bi gün bu biçim bi sağnakta
Alı al moru mor bir sandal gibi acaba
Yıllar sonra yılmayıp yine
Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?

VI
Buket diye bahçeli bir meyhane vardı Yenişehir’de
Yıkıldı çoktan GİMA var şimdi yerinde
Kenarı küpelerle çevrili o küçücük havuzun
Yamacında bir masa
Cahit Ağ’beyle otururduk yaz gecelerinde
Fıskiyenin serpintisiyle sırılsıklamdı muşamba
Zaten Cahit’in gözleri daim yaşlı
“Şunu siliver! ” derdi garsona
“Şu muşambayı siliver, mirim! ”
Ne Cahit kaldı, ne Buket, ne fıskiye
Yine de bu bahar öğlesinde
Fıskiyenin üstündeki o kırmızı top gibi
-İsterse kalpten olsun, isterse-
Hop hop ediyor ya yüreğim bi düziye

VII
Ruhum sıkıldıkça, ruhum,
Mızrapsız bir tambur gibi
Apayrı bir hava çalıyor vücudum
Ruhum sıkıldıkça ruhum,
Senden ayrı, kendimden ve kentten ayrı
Apayrı bir hava çalıyor vücudum
Kalk gidelim, kalk gidelim başka yere!
Başka yere, başka yere, başka yere!
Ruhum sıkıldıkça, ruhum,
Cemil Beysiz bir tambur gibi
Kendi kendini çalıyor vücudum

VIII
Yalıların surları boyunca giderken Kanlıca’da
Duvarda bir gedik ilişti gözüme
Uydurdum gözümü deliğe:
Bir bahçe
Bahçe değil bir havuz
Havuz değil bir bahçe
Üstü nilüfer kesmiş silme
O nefti yapraklarıyla gelmiş
O aksarı çiçeğiyle
Ne hevesle gelmiş kim bilir bu güzelliğe!
İnsanoğlu beni görsün diye mi?
Bahçede oysa
Bahçedeki bir havuz
Bir havuz ki bir bahçe
Ne in var ne cin ne bey ne ağa
Surları da çekmişler dört bir yanına
Bizler de varmayalım diye bu uçmağa
Sade bir garibim yavru kurbağa
Serilmiş o ortası çukur
O sal gibi yaprağa
Yarı suyun içinde
Yarı yansımış ışığa
Pırıla pırıl yeşile yeşil
Rezil mi rezil
Başladı birden haykırmağa
Başladı inin cinin ağanın beyin
Ne kendi görüp ne kimseye gösterdiği
Çevresine bizler görmeyelim diye
Surlar çektiği
O kimsesiz güzele türkü yakmağa
Şairim ben
Benim işte o kurbağa

IX
Hep ölümü çalacak değil a Zangoç
Bu da
Sema’yla Asaf’ın kızına
Hoşgeldin demek için
Oysa
Ne kadar
Ne kadar
Ne kadar yalnız
Sanıyordum kendimi demin

X
Atkestanelerini geçen süvari ışıklar
Er-erken kaldırmış hanımellerini
tühallah üşüyecekler!
Ve zeytinler eski Rum tenteneleriyle
Esen yel!
Esen yel!
Kim gördü böyle gül yiyen horoz
Tanyeri kokuyor sesi...
Yuvarlandıkça sanki bayırdan aşağı
hapiste dolmuş bir şarap şişesi
Öbür horozlar da ayaklanıyor
merdiven nakışlı ibikleriyle
Ve balkonlardan sarkarken
düşleri bebelerin
bir albayrak yarışı gibi
Horozlar nev-icad ediyorlar denizi
Hırsızlar!
Hırsızlar!
Ve deniz
levent gölgeleriyle Turgut Reis’in
Bütün bu dizelerden alınıyor
Bir ala
bir mora kesiyor yüzü
Esen yel!
Esen yel!
Bu sabah
bir firardır
kan-davasından bir çocuk
Kuşluk vaktine kalmadan önce
Güneşin kurşunlarıyla vurulacak
Ve akşamladı mıydı çamlar
ve karardı mıydı
Tepelerde
Tepelerde
Öyle güzel ki esen yel
Esen yel!
Esen yel!
Bu sabah
ve bu bahar
bir firardır
Baruta koşan bir fitil
İfil
İfil
Öyle güzel ki esen yel!
Esen yel!
Esen yel!
Öyle güzel
Öyle güzel ki
Esmese de
Esmese de
Güzel

XI
İçimden bir his bırakmıyor beni ölmeceye.
İçimden bir his.
Bir his ki
Çapraz oturmuş denizin kıyısına
Taş
Taş
Taş
Derken bir GÜNEŞ!
Tıpkı Üsküdarda’ki
Şemsi Paşa Camisi gibi.
Sen iskeletlerle değil diyor bana
Sen iskelelerle kuracaksın cesedini
Ve öyle köpeksin ki sen
Öldükten sonra bile
Yılmaz’ın UMUDundaki
Paytonların ardından
Koşacaksın hep
Geleceğe
Çın
Çın
Çın
Ve karnımın gevşemesine karşın
Taş..larımdaki tarçın
Bırakmıyor beni ölmeceye
Evet diyemiyorum
Diyemiyorum ki evet
O hayırlı
O hayırlı geceye

XII
Ben de
Boğaziçi de bu bahar
Mavi sakalına erguvanlar takmış
Sarhoş bir İskele Babası kadar
Hem delikanlı
hem deliler gibi ihtiyar

 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Mare Nostrum

En uzun kosuysa elbet
Turkiye'de de Devrim
O, onun en guzel yuz metresini kostu
En sekmez luverin namlusundan firlayarak ...
En hizlisiydi hepimizin,
En once gogusledi ipi...
Aciyorsam sana anam avradim olsun
Ama ask olsun sana cocuk, Ask olsun
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Bi Damlacık

Duru bir yeşildi ortalık
Akşam güneşi kırılmış bir mızrak boyu
Ve çocuk sesleriyle iniyordu ışık,
Ağlarda sanki dargın bir kılınç balığı
Pullarını döküyor üstüme
Bir sessizliği anlatmak için yazıldı bu şiir
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Kibrit Çakıyorsun Karanlıkta

Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Barış İçin

Gözleri görmeyen Eşber,
Dünyayla barışık
Gözleri açıklar
Dünyaya kapalı,
Yağmurdereli`yle birlikte
Savaş için, Rusça niyet
Yani hayır,
Yağmurdereli`yle birlikte
Barış için döğüşelim,
Dereler gibi akacak
Güzelim yağmur
Rahmet gelecek dünyaya
Kör gözlerimizden akan
Barış gelecek dünyaya
Barış için döğüşelim
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Baştan Kara

Başlayan bir şey vardı unuttum
Anımsamaya çalışıyorum şimdi
Emekdar kelimelerle:
Bahar
Gençlik
Bebek
Çiçek
Deniz
İşçi
Bağımsızlık
Özgürlük
Eşitlik
Aşk
Mezarımda dönüyorum da
Yuvarlanıyorum baştan kıça
Kalafattan yeni çıkmış bir tekne
Dalga olmayan dalgaların üstünde...

(Güle Güle Seslerin Sessizliği
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Deli Yürek

seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar etkileyici, çekici ve güzelsin ama aranızda tek fark var onlar milyonlarca sen birtanesin.........
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Seke Seke

çatlak yüreğimle türkülü yollara
düştüm ki o kadar olur
seke seke ben geldim
sike sike gidiyorum...
 

Okaaaan

Siyah Beyaz Ölüm Yaşam Beşiktaş
Aktif Üye
Ayrıcalıklı Üye
3,182
2,140
113
Akis

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme...
Dudaklarım öpüşmekten mosmor...
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en çakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz güverciniz...

Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme
 
Üst