- 1,301
- 378
- 83
Kanka kaçak mı gittin yasal yollardanmı
Yanliz yüzde 90i domuz etidir haberin olsun😀Et ucuz, gramını saymadım da Türkiye’den çok yiyoruz![]()
Yasal yollardanKanka kaçak mı gittin yasal yollardanmı
Yok Türk lokantasından %100 dana eti alıyoruzYanliz yüzde 90i domuz etidir haberin olsun😀
Allah yardım etsin3 ay önce arkadaşım burak da dosyaları patlayacak diye kaçak olarak hollandaya gitti daha görüşemedik ama bilmiyorum
Herkez kotu kalplı artık kımseye sırrımı gecmısımı dokup anlatmıcam dedıkten sonra ılk slm yazan kıza karsı benım anlattıklarımKONUDA HERHANGİ BİR BAHİS-BONUS İÇERİĞİ YOKTUR.
Herkese selam. Bundan üç buçuk ay önce bir konu açmıştım iş ve kalacak yer arıyorum diye. Bugüne bugün Gürcistan maceram başlayalı 3 ayı geçti. Önce olayların nasıl geliştiğini anlamanız için profilimi çıkaracağım. Ardından neler yaşadıklarımı anlatıp sonunda da varsa sorularınızı cevaplayacağım.
23 yaşındayım. Türkiye’de ailemin yanında kalıyordum. Güzel bir evim, ayağımı yerden kesen bir arabam ve borcu yeni bitmiş yeni yeni para kazanmaya başladığım tırnaklarımla kazıyarak yoktan var ettiğim bir dükkanım vardı. Aynı zamanda da fena olmayan bir üniversitede psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünde öğrenciydim.
Tüm bu güzelliklerle beraber bir de -mağdur olduğum halde ceza aldığım- mahkeme dosyalarım vardı. Dosyalar artıyor, cezalar hagb ile erteleniyor fakat cezaevine girmem pamuk ipliğine bağlı gibiydi. Bu durumu birkaç kez aileme açsam da (yurtdışına gitmem lazım gibisinden) çok sallamadılar. Hem cezaevine girersen itibarımızı iki paralık edersin diyorlardı hem de bu durum karşısında hiçbir şey yapmıyorlardı.
2024 ortalarında, intiharı düşünmeye başladım. Nasıl olsa 5 senedir cezaevine girme stresiyle adeta yaşamıyor, ölümü bekliyor gün dolduruyor gibiydim. Cezaevine girmem durumunda da fiziki olarak sağlam görünsem de manevi bir ölü olacaktım. Fiziki ölümümün gününün dolmasını bekleyecektim.
Ben bu kararı aldım, ölçtüm biçtim tartım. Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı. Bir yanda gerçekleşmemiş hayallerimle yaşama isteğim, diğer yanda cezaevi korkusuyla ölüm gerçeğim birbiriyle aylarca çatıştı. Ben en son ciddi ciddi uzun zamandır görmediğim akrabalarımı görmeye başladım, ölmeden önce son bir kez daha göreyim diye. O aralarda da intihar yöntemimi ve tarihimi netleştirmiştim; 7 ocağı 8 ocağa bağlayacak gece, kendimi 12. kattan göğün kucağına bırakacaktım. Artık iyice ölüm moduna girmiş, yapamadıklarımı da yapayım kafasındaydım ama bir yandan da içimden bir ses feryat ediyordu “Ben ölmek istemiyorum, hayallerim var!” diye.
Günler geçip gidiyor, benim günüm yaklaşıyordu. Derken 2025 yılbaşı gecesi geldi. -Ölümüme tam bir hafta kalmıştı.- 1 Ocak günü, kız kardeşimin doğum günüydü. Ölmeden önce doğum gününü kutlayabildiğime içten içe çok seviniyordum. Çünkü ailede en değer verdiğim kişi kız kardeşim gibiydi. Babamın yokluğunda babalık yapmış, bir nevi kendi kızım gibi görüyordum.
Her neyse… O gün doğum günü kutlamasına teyzem, eşi, kız oğlan ailecek geldiler. Teyzemin eşinin, damadıyla yaptığı “Bu şehirden Kıbrıs’a direkt uçuş açmışlar hem de 1200₺ imiş.” muhabbeti üzerine benim zihnimde bir ampul yandı. Bu zamanlarda ampul sakat iş fakat zihinde oluşan fikri imgelemede cuk oturuyor kitapsız.
Her neyse… O anda benzini bittiği için durmuş v12 motorun bir anda yeniden canavar gibi çalışması gibi çalıştı beynim. Nöronlar uyandı, sinaps bağlantıları kuruldu. Beynimin içinde ölümle yurt dışı bir cemaat kurdu. Son sözü söyleyenin dediği olacaktı.
Ölüm aldı sazı, başladı çalmaya:
Zaten ölü gibisin, yaşanacak kalmamış
Yalnız bir başına, dost arkadaş kalmamış
Elin ele değmemiş, bir sevgilin olmamış
Boş ver dünyaevini, gör bak ceza evini
S*k at a**na koyum, hem dünya hem ahretini.
-
Kaçsan n’olacak sen bu yurdun dışına
Gitsen de dönen tez, vaziyet bu gidişinen
Bir kararı alamaz, sen gibi fazla düşünen
Gel at kendini de göğ kucaklasın seni
Bu saatten sonra anca teneşir paklasın seni!
Ölüm ağır konuştu. Ölüm, ağır bir şeydi zaten. Birnevi kendinden bekleneni yaptı.
Derken yaşamak demek olan yurtdışına kaçış aldı sazı eline, baktı cemaat gözüne:
Anlaşılan vaziyet yaşanmadı yılların
Geldiğin bu yaşa göre tez ağarmış kılların
Bir tek Rab alır canı, yarattığı kulların
Yaşanmadı, belki de ilerde yaşanacak
Sen gidersen bu defter sonsuza dek kapanacak!
Ben zaten günahkar bir kulum. Bir noktada defterin kapandığı işime gelirdi. Neticede daha fazla günah yazılmasını engellerdim ama o bir umut, belki yaşamadıklarımı ileride yaşarım umudu var ya; o işte sürükledi götürdü beni. İnsanı ayakta tutan umut değil midir zaten? Hepimiz kaybedeceğimizi bile bile sırf o 1 umut için bu bahise para atmıyor muyuz zaten? Aynen de öyle, ölümün ağır bombardımanına karşı umut silahıyla savaşan yurtdışına kaçış kazandı. Ve beyin komutu verdi: “Rota yeniden oluşturuluyor.”
Hemen araştırmaya başladım ne yapılır, nereye gidilir, nasıl gidilir? Önce Kıbrıs’ı düşündüm ama Kıbrıs’ta da yasal süreçlerden ötürü sıkıntı yaşayabileceğim kanaatine varıp rotamı Gürcistan’a çevirdim.
1 ay bu mevzu üzerinde düşündüm; işte, evde, yatarken, gezerken aklımda sürekli bu mevzu vardı. Ne zaman çıkacaktım? Param yoktu onu nasıl halledecektim? 1 aylık düşünme sürecinin sonlarına doğru kafamdaki soruların cevapları yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. Cebimde 4 ay taksit ödeyerek aldığım iPhone 13 üm vardı. Onu satıp sermaye edecek, o şekilde gidecektim. Gitme zamanım için de işyerinde izinli olduğum bir gün rastgele çıkmayı düşünüyordum. Öyle de oldu.
Şubat ayına girmiştik. Ben artık gitmeyi kesinleştirdim, son kez akrabalarımı ziyaret ediyordum. İlk haftasında çıkamadım fakat 11 şubatta bir punduna getirip evden sessizce çıktım. Yanımda bir laptopum 1 parça da kıyafetimle.
Gittim telefoncuya telefonu verdim içim gide gide. O günün akşamında otobüse bindim yola çıktım. 14 saatlik bir otobüs yolculuğunun ardından hopadan sarpa gitmek için minibüse bindim. Sarp sınırından geçtim ve geçmiş olsun. Geri dönüşü yok.
3 ayı geçkin oldu işte buradayım. Kimi zaman aç yattım, kimi zaman içecek su bulamadım. Ama bi şekilde ayakta kalmayı başardım. Şu anda da burda birkaç kişiyle ağır aksak bir iş yürütüyoruz. Halimden hiç memnun değilim ama el mahkum hesabı denize düştük yılanla sevişiyoruz.
Velhasılı kelam benim Gürcistan hikayem böyle. Gürcistan hakkında merak ettiğiniz şeyler varsa sorun cevaplayayım hem merakınızı giderelim hem de muhabbet olsun. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Reis öyle kolay diyeceğin bir şey mi anlattım emin değilim de eyvallah sağ olReis intihar etmek öyle kolay mı zannediyorsun ? Beynin yaşamak için illa bir sebep bulur. İntihar edenler genelde ciddi travmatik bir sebep yüzünden intihar ediyor hayatta bir amacın olmayınca yaşamına son veriyorsun.
Herkesin derdi kendine reis. Hapis korkusu bile bir yaşama isteğidir aslında farklı açıdan bakarsakReis öyle kolay diyeceğin bir şey mi anlattım emin değilim de eyvallah sağ ol
Senin gibi çok midi şuan batumda batumda sayılmaz batum a Biraz mesafesi var bende düşündüm ama genellikke taksicilik Yada garsonluk varmis orda ikisinden de anlamam gider adam gibi yatarım dedim infaz düzenlemesi de geliyor zaten Allahın izni ile sende dönersin geribKONUDA HERHANGİ BİR BAHİS-BONUS İÇERİĞİ YOKTUR.
Herkese selam. Bundan üç buçuk ay önce bir konu açmıştım iş ve kalacak yer arıyorum diye. Bugüne bugün Gürcistan maceram başlayalı 3 ayı geçti. Önce olayların nasıl geliştiğini anlamanız için profilimi çıkaracağım. Ardından neler yaşadıklarımı anlatıp sonunda da varsa sorularınızı cevaplayacağım.
23 yaşındayım. Türkiye’de ailemin yanında kalıyordum. Güzel bir evim, ayağımı yerden kesen bir arabam ve borcu yeni bitmiş yeni yeni para kazanmaya başladığım tırnaklarımla kazıyarak yoktan var ettiğim bir dükkanım vardı. Aynı zamanda da fena olmayan bir üniversitede psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünde öğrenciydim.
Tüm bu güzelliklerle beraber bir de -mağdur olduğum halde ceza aldığım- mahkeme dosyalarım vardı. Dosyalar artıyor, cezalar hagb ile erteleniyor fakat cezaevine girmem pamuk ipliğine bağlı gibiydi. Bu durumu birkaç kez aileme açsam da (yurtdışına gitmem lazım gibisinden) çok sallamadılar. Hem cezaevine girersen itibarımızı iki paralık edersin diyorlardı hem de bu durum karşısında hiçbir şey yapmıyorlardı.
2024 ortalarında, intiharı düşünmeye başladım. Nasıl olsa 5 senedir cezaevine girme stresiyle adeta yaşamıyor, ölümü bekliyor gün dolduruyor gibiydim. Cezaevine girmem durumunda da fiziki olarak sağlam görünsem de manevi bir ölü olacaktım. Fiziki ölümümün gününün dolmasını bekleyecektim.
Ben bu kararı aldım, ölçtüm biçtim tartım. Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı. Bir yanda gerçekleşmemiş hayallerimle yaşama isteğim, diğer yanda cezaevi korkusuyla ölüm gerçeğim birbiriyle aylarca çatıştı. Ben en son ciddi ciddi uzun zamandır görmediğim akrabalarımı görmeye başladım, ölmeden önce son bir kez daha göreyim diye. O aralarda da intihar yöntemimi ve tarihimi netleştirmiştim; 7 ocağı 8 ocağa bağlayacak gece, kendimi 12. kattan göğün kucağına bırakacaktım. Artık iyice ölüm moduna girmiş, yapamadıklarımı da yapayım kafasındaydım ama bir yandan da içimden bir ses feryat ediyordu “Ben ölmek istemiyorum, hayallerim var!” diye.
Günler geçip gidiyor, benim günüm yaklaşıyordu. Derken 2025 yılbaşı gecesi geldi. -Ölümüme tam bir hafta kalmıştı.- 1 Ocak günü, kız kardeşimin doğum günüydü. Ölmeden önce doğum gününü kutlayabildiğime içten içe çok seviniyordum. Çünkü ailede en değer verdiğim kişi kız kardeşim gibiydi. Babamın yokluğunda babalık yapmış, bir nevi kendi kızım gibi görüyordum.
Her neyse… O gün doğum günü kutlamasına teyzem, eşi, kız oğlan ailecek geldiler. Teyzemin eşinin, damadıyla yaptığı “Bu şehirden Kıbrıs’a direkt uçuş açmışlar hem de 1200₺ imiş.” muhabbeti üzerine benim zihnimde bir ampul yandı. Bu zamanlarda ampul sakat iş fakat zihinde oluşan fikri imgelemede cuk oturuyor kitapsız.
Her neyse… O anda benzini bittiği için durmuş v12 motorun bir anda yeniden canavar gibi çalışması gibi çalıştı beynim. Nöronlar uyandı, sinaps bağlantıları kuruldu. Beynimin içinde ölümle yurt dışı bir cemaat kurdu. Son sözü söyleyenin dediği olacaktı.
Ölüm aldı sazı, başladı çalmaya:
Zaten ölü gibisin, yaşanacak kalmamış
Yalnız bir başına, dost arkadaş kalmamış
Elin ele değmemiş, bir sevgilin olmamış
Boş ver dünyaevini, gör bak ceza evini
S*k at a**na koyum, hem dünya hem ahretini.
-
Kaçsan n’olacak sen bu yurdun dışına
Gitsen de dönen tez, vaziyet bu gidişinen
Bir kararı alamaz, sen gibi fazla düşünen
Gel at kendini de göğ kucaklasın seni
Bu saatten sonra anca teneşir paklasın seni!
Ölüm ağır konuştu. Ölüm, ağır bir şeydi zaten. Birnevi kendinden bekleneni yaptı.
Derken yaşamak demek olan yurtdışına kaçış aldı sazı eline, baktı cemaat gözüne:
Anlaşılan vaziyet yaşanmadı yılların
Geldiğin bu yaşa göre tez ağarmış kılların
Bir tek Rab alır canı, yarattığı kulların
Yaşanmadı, belki de ilerde yaşanacak
Sen gidersen bu defter sonsuza dek kapanacak!
Ben zaten günahkar bir kulum. Bir noktada defterin kapandığı işime gelirdi. Neticede daha fazla günah yazılmasını engellerdim ama o bir umut, belki yaşamadıklarımı ileride yaşarım umudu var ya; o işte sürükledi götürdü beni. İnsanı ayakta tutan umut değil midir zaten? Hepimiz kaybedeceğimizi bile bile sırf o 1 umut için bu bahise para atmıyor muyuz zaten? Aynen de öyle, ölümün ağır bombardımanına karşı umut silahıyla savaşan yurtdışına kaçış kazandı. Ve beyin komutu verdi: “Rota yeniden oluşturuluyor.”
Hemen araştırmaya başladım ne yapılır, nereye gidilir, nasıl gidilir? Önce Kıbrıs’ı düşündüm ama Kıbrıs’ta da yasal süreçlerden ötürü sıkıntı yaşayabileceğim kanaatine varıp rotamı Gürcistan’a çevirdim.
1 ay bu mevzu üzerinde düşündüm; işte, evde, yatarken, gezerken aklımda sürekli bu mevzu vardı. Ne zaman çıkacaktım? Param yoktu onu nasıl halledecektim? 1 aylık düşünme sürecinin sonlarına doğru kafamdaki soruların cevapları yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. Cebimde 4 ay taksit ödeyerek aldığım iPhone 13 üm vardı. Onu satıp sermaye edecek, o şekilde gidecektim. Gitme zamanım için de işyerinde izinli olduğum bir gün rastgele çıkmayı düşünüyordum. Öyle de oldu.
Şubat ayına girmiştik. Ben artık gitmeyi kesinleştirdim, son kez akrabalarımı ziyaret ediyordum. İlk haftasında çıkamadım fakat 11 şubatta bir punduna getirip evden sessizce çıktım. Yanımda bir laptopum 1 parça da kıyafetimle.
Gittim telefoncuya telefonu verdim içim gide gide. O günün akşamında otobüse bindim yola çıktım. 14 saatlik bir otobüs yolculuğunun ardından hopadan sarpa gitmek için minibüse bindim. Sarp sınırından geçtim ve geçmiş olsun. Geri dönüşü yok.
3 ayı geçkin oldu işte buradayım. Kimi zaman aç yattım, kimi zaman içecek su bulamadım. Ama bi şekilde ayakta kalmayı başardım. Şu anda da burda birkaç kişiyle ağır aksak bir iş yürütüyoruz. Halimden hiç memnun değilim ama el mahkum hesabı denize düştük yılanla sevişiyoruz.
Velhasılı kelam benim Gürcistan hikayem böyle. Gürcistan hakkında merak ettiğiniz şeyler varsa sorun cevaplayayım hem merakınızı giderelim hem de muhabbet olsun. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoca Allah korusun tecavüz cinayet gasp uyuşturucu vs bunlar değil yüzün kızarması yani suçsuz yere hapse girmekten dolayı beni esnaf adamım içeri girip çıkıp bir daha o dükkanda duramam ben de o yüzden koydum gittim komple
Doğrudur haklısın hocamHerkesin derdi kendine reis. Hapis korkusu bile bir yaşama isteğidir aslında farklı açıdan bakarsak
Eyvallah herkes kendine göre bir şeyler seçiyor işte hocamSenin gibi çok midi şuan batumda batumda sayılmaz batum a Biraz mesafesi var bende düşündüm ama genellikke taksicilik Yada garsonluk varmis orda ikisinden de anlamam gider adam gibi yatarım dedim infaz düzenlemesi de geliyor zaten Allahın izni ile sende dönersin gerib
Para mevzusu hocam özellikle detay vermemeyi tercih ediyorum anlatacak kimsem yok öyle buraya konu açtım iyi dileğin için teşekkür ederimdikkat le okudum ve hapis istemiyle yargılanmana senep olan neydi diye merak ettim ki okuyanlar da muhakkak merak etmişdir, esas olan bu terchin anlatmak zorunda değilsin ama açtığın konuyu anlattığın kadarıyla anlamaya çalışırsak bir yol kat edemeyiz eski de ne yaşamış olursan ol bir cezaevine girmek seni
böyle ölü birisi yapmaz itibar mı korku nu buna vesile neyse hakkında hayorlısı ne ise onu diliyorum
Sen ne is yapıyorsunEyvallah herkes kendine göre bir şeyler seçiyor işte hocam
Bazı sorularım olacak ama biliyorsan net şekilde cevap ver sonra yanlış bilgi bizi patlatır😃gürcistana vizesiz gittin diyelim orada 90 gün gibi bı süre yok mu.oturma,çalışma izni nasıl hallediliyor,vatandaşlık için para yatırım yapmak vs gibi şartlar var mı? Zaten kaçak konuma düşeceksin o saatten sonra sınırdışı etmiyor mu? Hadi bunları geçtim dosylarin kesinlesirse ve cazan çıkarsa gürcü polisi ve Türk polisi koordinasyon anlaşması olduğu icin teslim etmiyor mu seni yakalayıp.kafamda deli sorular.bi cevap alalım bilgilenelimHocam buranın sistemi biraz farklı. 1k $ ı araya sıkıştırınca şakır şakır konuşmuş oluyorsunrüşvet çalışıyor
Canlı destekSen ne is yapıyorsun
Ooo tamam o zaman Türkiye de yaşayamazsın o hayatıCanlı destek
Ermenistan’a giriş çıkış yapıyorsun süre 0lanıyor. 3 ayda bir 4saat git 4saat gel yapıyorsun. Çalışma iznini işveren şirket hallediyor genelde. Vatandaşlık için 3-5 yıl oturum olması gerekiyor vs. Polise de kolayına yakalanmazsın suça bulaşmazsan. Buranın polis teşkilatı Türkiye gibi değilBazı sorularım olacak ama biliyorsan net şekilde cevap ver sonra yanlış bilgi bizi patlatır😃gürcistana vizesiz gittin diyelim orada 90 gün gibi bı süre yok mu.oturma,çalışma izni nasıl hallediliyor,vatandaşlık için para yatırım yapmak vs gibi şartlar var mı? Zaten kaçak konuma düşeceksin o saatten sonra sınırdışı etmiyor mu? Hadi bunları geçtim dosylarin kesinlesirse ve cazan çıkarsa gürcü polisi ve Türk polisi koordinasyon anlaşması olduğu icin teslim etmiyor mu seni yakalayıp.kafamda deli sorular.bi cevap alalım bilgilenelim