- 128,428
- 177,460
- 113

Büyük yolların haydutu da diyebilirsiniz ona… Serseriliğin ve haytalığın şiirini yazmış üstad, hem de tüm aşklarının da ortağı etmiş bizi farkında olmadan… Mesela şöyle düşünün… İstiklal Caddesi’ndesiniz, hafif çakır keyif bir halde en büyük aşkınızdan ayrılıyorsunuz… Ona “Aysel git başımdan…” diyorsunuz… Bu “Git başımdan’ın” içinde kırgınlık da var mutsuzluk da, belki biraz da sessizlik… Aysel, Git Attila İlhan’ın başından… Onunla bu gece Nevizade’de içeceğiz… Kimse dokunamayacak bizim muhabbetimize…
“yüksekkaldırım’da bir akşam
maria missakian’ı düşündüm
eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdim yağardım
kasım’da bir çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam
döküp saçıp boşaltsam
içimde yükselen şiiri
kaldırımlara döküp harcasam
gözleri balıkçıl gözleri
dudaklarında tutup rüzgarı
maria missakian adında biri
gelse göğsüne kapansam
gece gölgesine sokulsam
gökyüzünde bulutlar büyüseler
yağmuru dinlesem anlatsam
şimşekler kırılıp dökülseler
bizi sokoklarda bıraksalar
leylekler üşüyüp gitseler
dönüp arkalarına bakmadan
yine akşam oldu attilâ ilhan
üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı
belki paris’te maria missakian
avuçlarında bir çarmıh acısı
gizlice bir sefalet gecesi
çocuğunu boğarmış gibi boğup paris’i
sana kaçmayı tasarlar her akşam”